Page 14 - kalkinma
P. 14
kentlerin kültürel ve yerel değerlerine göre yeni yerleşmelerin tasarlanamaması ve uygulanamaması kentsel dönüşüm projelerinin
zayıf noktasını oluşturmaktadır.
Ranta teslim olmuş kentsel gelişmeler kentlerimizi tanınmaz hale getirdi, getiriyor. Sadece tarihi yapıları korumak ve restore etmekle
tarihi dokuyu korumak aynı şey değil. Kent dokusunu korumak çok önemli. Az katlı binaların yanı başına 15-10 katlı, bazı kentlerde -20
30 katlı konut binalarını dikmek tarihi, o kenti kent yapan değerleri bilmemek veya anlamamakla açıklanabilir. Doğup büyüdüğümüz
kentler tanınmaz durumda. Ölçek kaybolmuş, anılar yok olmuş, değerlerimiz solup gitmekte… Peki Sorumluları kimler? Artan Nüfus
- Bunu fırsat bilen RANT - Kolaycı-standart-çevre ve tarihe saygılı olmayan uygulamalar ve Halkın bilinçli bir biçimde kentine,
çevresine sahip çıkamaması.
Ne yazık ki, Gümüşhane’de de birkaç konağın korunması dışında ne nehir boyunca uzanan elma ve zerdali bahçelerinden ne de kent
dokusundan eser kalmamıştır. Yasadışı gecekonduların yerine yapılan devasa konut bloklarını ne şehircilik ne de mimarlık açısından
savunmak olanaksızdır. Çok katlı apartmanların tepesine Cami koyacak kadar Dini yapıların bulunması gereken kültürel-simgesel
ve fiziki çevreleri göz ardı eden bir yaklaşım kabul edilemez. Ülkemizin birçok kentinde gerek konutların kent dokusuna uyumu
gerekse camilerimizin yer seçiminde özenli davranılırken Gümüşhane’de hiçbir endişe taşımaksızın yapılan uygulamalar kentin tüm
güzelliklerini elinden almış bulunmaktadır. Umarız bundan sonraki kararlarla daha olumlu gelişmeleri izleme olanağına kavuşuruz.
Kırsal Kalkınmada Kadının Rolü
Kırsal Kalkınmada Kadının Rolüne gelince…kadın ve kadın hakları konusunda Türkiye’nin uluslararası düzeyde karnesinin
iyi olmadığını biliyoruz. Okuma yazma bilmeyen nüfusun 83%‘ünü kadınlar oluşturuyor. ‹lkokul mezunlarında kadın oranı erkek
oranından fazla olmakla birlikte ilköğretim, ortaokul, lise, yüksekokul, yüksek lisans ve doktora düzeylerinde erkek mezun oranı kadın
mezun oranından daha yüksektir.
Kadınların ‹şgücüne Katılımında gerçekten Türkiye çok geri kalmış durumdadır.
“Ülkemizde 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus içerisinde işgücüne katılma oranı
2014 yılında 50,5% . Kadınlarda ise bu oran 30%, Erkeklerde 70%.
Okur-yazar olmayan kadınların işgücüne katılım oranı 16%,
Lise altı eğitimli kadınların işgücüne katılım oranı 25,8%,
Lise mezunu kadınların işgücüne katılım oranı 31,9%
Mesleki veya teknik lise mezunu kadınların işgücüne katılım oranı 39,8% yükseköğretim mezunu kadınların işgücüne katılım oranı
71,3%
Eğitimli kadınların işgücüne katılma oranının daha yüksek olduğu ve de kadınların tüm eğitim düzeylerinde erkeklerden daha düşük
ücret aldığı gözlemlenmiştir.
Kadınların Kamu Hizmetlerine Katılımı
• Kadın Hakim Oranı: 36,9%
• Kadın Milletvekili Oranı: 14,7%
• Kadın Büyükelçi Oranı: 14,3%
• Kadın Belediye Başkanı Oranı: 10,7%
• Kadın Savcı Oranı: 7%
• Kadın Vali Oranı: 2,4%
• Kadın Muhtar Oranı: 1,3%
• Kadın Müsteşar Oranı: 0%
(TUIK ‹statistiklerle Kadın, 2014;
KADER, Eşitsizlik Karnesi, Mart 2016.)
Uluslararası düzeyde kadınların durumuna bakacak olursak Dünya Ekonomik Forumu’nun (DEF) 2015 Küresel Toplumsal
Cinsiyet Uçurumu Raporuna göre; Türkiye (142 (2014 ülke arasında 125.sıradaydı. 2015’de, 145 ülke arasında 130.sıraya geriledi.
2015’ de Kamerun 90. sıradan, Gambia 98. sıradan, Benin ise 129.sıradan listeye girdi. ‹lerleyen ülkeler Cezayir ve Etiyopya Türkiye›yi
geride bıraktı. Ekonomik katılım ve fırsatlar 131.sırada; Kadınların işgücüne katılımında 131.sırada; Ücret eşitliğinde 82. sırada;
Eğitimde cinsiyet eşitliği 105.sırada; Siyasi güçlenme 105.sırada yer alıyor. ‹şgücüne kadınların katılım 32,20%.
3