Page 17 - kalkinma
P. 17

Duygu Ece Aydın;

        Galatasaray  Üniversitesinde  Endüstri  Mühendisliği  Bölümü  mezunu.  Yüksek  lisans  yapmış,  üç  dil  biliyor.  2010’da  annesinin
        memleketinde, annesiyle beraber ekolojik bir çiftlik açarak  girişimci kadınlara örnek oluyor. Kastamonu Daday ilçesinde ekolojik
        çiftlik kurup, doğal ve organik ürünler üretiyor. İnek- danaları ve kümes hayvanları var. Başta siyez buğdayı olmak üzere ekim var,
        hasat var. Burada aslında tam bir köy hayatı yaşanıyor.

        Doğadan topladıkları ürünlerle marmelat, pekmez, reçel, turşu, tarhana, sirkeler yapıyor. Atalık tohum siyez buğdayı ve çeşitli sebzeler
        ekiyor. Hobi bahçeleri var, misafirler için ekimler ve toplama işlerini yapıyorlar. İksirli Çiftlik, 2014 yılında KAGİDER’in “Türkiye’nin
        Yöresinde Fark Yaratan Kadın Girişimcisi” dalında birinci seçiliyor. Üretilen ürünlerin satıldığı pazar, misafir olarak gelen insanlarla
        sohbet etmek, yapılanları görmek farklı şeyler yapılabildiği konusunda da bölge halkının ufkunu açıyor.
        Annen İksir Hanım ile Dadayın kalkınması için 2010 yılından beri çalışıyor. Zengin doğası, bitki ve mantar türleri olan coğrafyada
        her ilk ve son bahar aylarında mantar şenlikleri düzenliyor, toplama, işleme yöntemleri ile ilgili bilgi veriyor. Bölgede normalde
        kullanılmayan ve doğada olan türlerle şurup, marmelat yapıyor.
        “Yavaş Yaşam Ağı”na dahil olmaya çalışıyorlar. Hem “Cittaslow”* hem de “Slow Food”** ağlarına dahil olmak konusuna odaklanmak
        için uğraşıyorlar. Eko-turizmi ilçede yaygınlaştırmayı hedefliyor.

        *Dünyada homojenleşen yemek kültürüne karsı yerel yiyeceklerin değerini ve önemini savunan hareket.
        Engelli çocuklar için de çalışmalar yapıyor. Terapi amaçlı atları bulunuyor.
        Bedriye Engin;
        Bilecik›in Gölpazarı ilçesine bağlı Kurşunlu köyünde girişimci Enginin başlattığı turizm projesi kapsamında şehrin gürültüsünden ve
        kalabalık ortamından sıkılıp köye gelen aileler, kerpiç evlerin sobalı odalarında konaklıyor, doğa yürüyüşü yapıyor, ekmek pişiriyor,
        kümesten yumurta alıyor, inek sağıp, kına gecesinde eline kına yakıyor, yer sofrasında yemek yiyor.

        İlçe merkezine 7 km uzaklıktaki köyde yaşayan ve kütüphaneden edindiği 3 bine yakın kitabı okuduğu için Kültür ve Turizm Bakanlığı
        Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğünce «Sıra dışı okur» seçilen 55 yaşındaki Bedriye Engin›in başlattığı proje, şehir hayatından
        bunalanların ilgisini çekiyor.

        İrtibat kurduğu  turizm acenteleri  ile kişisel sosyal medya hesabından tanıtımını yaptığı tur kapsamında, kırsal alandaki yaşamı
        görmek veya hatırlamak, köy havasını teneffüs etmek için birkaç günlüğüne büyük şehirlerden uzaklaşmak isteyenler, bir gece iki
        gün 150 lira verip, tam pansiyon kalabiliyor.
        Köyde bir kaç günlüğünü de olsa doğal hayatı yaşayan ziyaretçiler, temsili kına gecesinde de kına yakıp geleneksel eğlencelere
        katılıyor.
        Mevsime göre programlar düzenliyorlar.  İki günde köy içi turu yapıyor, ürettikleri salça, tarhana, erişte gibi ürünlerin satıyorlar. Köye
        gelen çocuklar tavuklara yem vermeyi biberonla yeni doğan buzağıya süt vermeyi, köy ekmeği yapmayı seviyor ve çok mutlu oluyor,
        Köyden mutlu ayrılıyorlar.
        Nuran Erden;
        İzmir’in Çeşme ilçesi Germiyan Köyü. 2016’daTürkiye’nin ilk slow food köyü oldu.  Slow food; bir ürünün yetişmeye başladığı
        andan tüketildiği ana kadar her şeyin şu anki temposundan çok daha yavaş ilerlemesi gerektiğini savunan bir hareket.  Temel amaç
        tüketiciye ulaşan ürünlerin iyi kalitede olması, çevreye zarar vermemesi ve uygun fiyatlı olup herkese ulaşması.

        Yıllarca çobanlık yapmış ve tarımla uğraşan Germiyan’lı MURAL artisti Nuran Erden Trakya Üniversitesi Halıcılık Bölümü mezunu.
        Evinin bahçesinde bir kafe açmış ve kafenin tahta sandalyelerine çizmeye başlamış. Sandalyeler dar gelince önce kendi evinin
        duvarlarını, sonra tüm köyü çiçeklendirmiş. Köy halkı önce yadırgamış çizimlerini, sonra o kadar beğenmişler ki sıraya girmişler.
        Sitem ediyorlarmış “bizim evin duvarlarına neden çizmiyorsun Nuran Abla” diye. Evin sahibi kireçle tüm duvarı beyaza boyayıp
        temizledikten  sonra  gelip  başlıyormuş  çizmeye.
        Ümmiye Koçak;
        Adana’nın Çelemli Köyü’nde 10 çocuklu bir ailenin altıncı çocuğu. Eğitimi ilkokulda kesilmiş. Kendi çabalarıyla okumaya devam
        etmiş. Okuduğu ilk kitaplardan biri klasiklerden Maksim Gorki›nin ANA kitabı. Bugünlere gelmesinde en etkili kitaplardan birinin Ana
        olduğunu söylüyor. Evlenip Mersin›in Arslanköy adlı köyüne taşınmış. “Arslanköy Kadınlar Tiyatro Topluluğu”nu kurmuş! Sadece
        kadınlardan oluşan topluluk 13 senedir çeşitli oyunlar sahnelemiş.

        32 yıllık evli ve 3 çocuk annesi. Bugüne kadar 11 tiyatro oyunu yazmış. 500 kadar sahneye çıkmış, oyunları tüm Türkiye›de geniş
        bir kitleye ulaşmış. Büyük zahmetle yaptığı «Yün Bebek» filmi Türkiye›nin yanı sıra New York›ta da başarı getirmiş. 49. Antalya Altın
        Portakal Film Festivali’nde galası yapılan Yün Bebek, Ümmiye Koçak’a New York Avrasya Film Festivali’nde “Sinemada En İyi
        Avrasyalı Kadın Sanatçı” ödülünü kazandırmış.

        Zümran Ömür;
        Kars›ta 2 bin - 2 bin 780 rakımda yer alan Boğatepe köyü kadınları, bölgedeki bitki çeşitliliğini değerlendirmek için bitki kurutma
        atölyesi  kurmuş.

        Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği Başkan Yardımcısı Zümran Ömür, Derneği 2007’de kurduklarını ve 45›i kadın 60 üyeleri olduğunu
                                                            6
   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22