Page 55 - kalkinma
P. 55
meydana gelmesi ve toplam işgücünün yaklaşık üçte birini kadınların oluşturması bunda önemli etkendir. Dünya Bankası, sosyal
kalkınma programlarının anahtar unsurunun “kadınların güçlendirilmesi” olması gerektiğini ifade etmektedir. Kadınlar ekonomik ve
sosyal olarak güçlendikleri zaman gelişim için potansiyel güç olacaklardır. Tarih geçmişte kadınların rolünü dikkate almadan hazırlanan
kırsal kalkınma programlarının başarısız olduğunu göstermiştir. Bunun farkına varan ülkeler kadınların kendini geliştirebilmesi için
organizasyonlar ve enstitüler kurarak onların toplumda sosyal, politik ve ekonomik durumlarını iyileştirmişlerdir. Sosyal, kültürel,
politik ve ekonomik olarak güçlenen kadınlar kırsal kalkınmada daha etkili rol oynamışlardır. Bu çalışma kırsal kalkınmada kadının
rolüne ışık tutmaktadır. ‹limizde kadına yönelik çeşitli projeler bulunmaktadır.
Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve siyasi alanlarda ilerlemesi kadının toplum içinde, toplumsal değerler sisteminde, sanayi ve hizmetlerde
hak ettiği yere ulaşmasıyla doğru orantılıdır. Nüfusun yarısını oluşturan kadınların iş ve toplum hayatına katılması ve özellikle zor
koşullarda çalışma ve yaşam mücadelesi veren kırsal alandaki kadınların sorunlarının çözümü önem taşımaktadır. Ayrıca, Türkiye’de
tarımda çalışan kadın nüfusunun fazlalığı, bu alanda ele alınması gereken bir diğer önemli husus olarak belirmektedir. Çünkü bu
nüfusun çok büyük bir çoğunluğu sosyal güvenlikten yoksun ve kayıt dışı çalışan nüfus olup, kırsal alanda da en zor koşullarda
çalışmaktadırlar.
Türkiye’de tarım ciddi bir dönüşüm geçirmekte ve ortaya olumlu-olumsuz gelişmeler ortaya çıkmaktadır. Bir yandan azalan tarım
alanları, tarım işletmeleri, tarımsal ticaret yapısındaki değişmeler, göç, kırsal alanların boşlaması diğer yanda ise organik tarım, kırsala
olan özlem, artan makineleşme, kapitalistleşen işletmeler gibi olumlu görünürlükte olan değişimler var. Bu değişimlerin iyice analiz
edilip, kırsal alandaki kadın için ne getirdiğini, ne götürdüğünü saptamak ve buna göre stratejiler belirlemek önemlidir.
Kırsal kesimde kadının işgücüne katılım oranı, tarımda ücretsiz aile işçisi olarak çalışması nedeniyle yüksek olsa da Türkiye’de
tarım istihdamındaki hızla azalma, kadın istihdamının da giderek düşmesine yol açmaktadır. Tarımda çalışan kadınlar, tarım dışına
çıktıklarında veya göç ettiklerinde işgücüne katılamamaktadır. Katılan kadınlar ise daha çok statüsü düşük, kalifiye olmayan işlerde
güvenceden yoksun bir biçimde çalışmaktadır. Bu ise kadının gelecekte çalışma ve toplum hayatının dışında kalmasına neden
olabilecektir.
Türkiye’deki sosyo-kültürel faktörler yani toplumsal cinsiyete dayalı işbölümü üzerinde şekillenen toplumsal cinsiyet rolleri
çerçevesinde kadınlar genelde ev işleri ve çocuk bakımından sorumlu görülmektedir. Kadının ev içi sorumlulukları işgücü piyasasına
çıkmasını, iş aramasını büyük ölçüde engellemektedir. Kadından öncelikle ev hanımı-anne olması beklenmektedir. Kırda kadınlar
gündelik işlerin bir uzantısı olarak tarımsal üretime ücretsiz aile işgücü olarak katılmaktadır. Bütün bu nitelemeler kırsal alandaki
kadın sorunlarının ele alınmasını, tartışılmasını ve çözüme yönelik adımlar atılmasını, stratejiler belirlenmesini gerekli kılmaktadır.
44