CUMHURİYETİN 100.YILINDA GÜMÜŞHANE’DE TURİZM SEMPOZYUMU SONUÇ RAPORU AÇIKLANDI

CUMHURİYETİN 100.YILINDA GÜMÜŞHANE’DE TURİZM SEMPOZYUMU SONUÇ RAPORU (11-12 Ağustos 2023)

 

ZİGANA DOĞA OKULU ÖNCÜLÜĞÜNDE GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ TURİZM FAKÜLTESİ, GÜ İLETİŞİM FAKÜLTESİ VE GÜMÜŞHANE GAZETECİLER CEMİYETİ İŞBİRLİĞİNDE GERÇEKLEŞTİRİLEN SEMPOZYUM, GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK VE DOĞA BİLİMLERİ FAKÜLTESİ’NİN ÇOK AMAÇLI SALONUNDA GERÇEKLEŞTİRİLDİ.

 

29 Ekim 2023 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılı kutlanacak. Böylesine önemli bir tarihte, bir yandan Cumhuriyeti bir yandan da Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü anlamak, herkes için hayati öneme sahip bir konudur. Zigana Doğa Okulu olarak bizler de bu konunun iyi anlaşılması için yaptığımız çalışmaların yanında tarihi bir gün olarak kutlanacak olan Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında da çalışmalarımıza devam ederek tarihin bir parçası olmayı ve bu kutlu günde ayak izlerimizin yer almasını istedik. Bu çalışmayı da kültürlerin, ekosistemlerin ve kervanların geçiş merkezi olan Gümüşhane’de yapmayı planladık.

Gümüşhane’nin kültürel çeşitliliği kadar doğal güzellikleri de ilin önemli değerleri arasında yer almaktadır Bu değerlerin, Gümüşhane’nin turizm faaliyetlerine ne kadar kazandırıldığını ve Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına kadar turizmde nasıl konumlandığını değerlendirmek amacıyla: “CUMHURİYETİN 100.YILINDA GÜMÜŞHANE’DE TURİZM” adlı sempozyum gerçekleştirildi.

Sempozyum komitesi tarafından yürütülen program iki gün sürdü. Sempozyumun 1. günü olan 11 Ağustos 2023 tarihinde tam gün üç oturum yapıldı. Oturumlara katılan bilim insanları ve uzman turizm sektörü paydaşları tarafından  toplam yirmi bildiri sunuldu.

Sempozyumun ikinci günü olan 12 Ağustos 2023 tarihinde Gümüşhane Turizm destinasyonunu yeni bir alternatif yaklaşımla oluşturmak için Prof. Dr. Sibel MEHTER AYKIN başkanlığında Süleymaniye Mahallesi, Daltaban Çeşmesi, Kent Müzesi, Karaca Mağarası, Torul Cam Teras, Zigana Doğa Okulu, Zigana Köyü, Limni Gölü, Saranoy Yaylası, Zigana Spor ve Turizm Merkezi alan çalışması yapıldı.

Sempozyum, salgın sürecini de unutturabilmek amacıyla uzaktan erişim ile değil yüz yüze gerçekleştirildi.

Sempozyum, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmak için üstün başarılar göstermiş olan önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü ve vatan uğruna can veren kutlu şehitlerimizi anmak için bir dakikalık saygı duruşunun ardından İstiklâl Marşı’nın okunmasıyla başladı.

Sempozyumda, Kazakistan’dan gelen konuklarımız da bulunmaktaydı. Konuklarımızın şahsi mesajlarından sonra yenilebilir enerji ve organik yaşam konularında hazırladıkları proje sunumlarına yer verildi. Ayrıca Kazakistan-Çimkent Üniversitesi’nin tanıtımı yapılarak Kazakistan-Çimkent’ten getirilen hediyelerin takdimi gerçekleştirildi ve diğer konuklara ikramlarda bulunuldu. Bu katılım sayesinde sempozyum uluslararası bir boyut kazanmış oldu.

 

“Açılış Oturumu” ile başlayan sempozyumda, açılış konuşmalarını Gümüşhane Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. İsmail ÇALIK, Zigana Doğa Okulu Başkanı Savaş AYDIN, Gümüşhane Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bayram NAZIR, Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı (GTSO) İsmail AKÇAY, Gümüşhane Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sezai KÖPRÜLÜ ve Gümüşhane Vali Yardımcısı Ali Recai YERLİKAYA yaptı.

Açılış Oturumunun ardından 1. Oturumlara geçildi.

  1. Oturum: “Kültür ve Ekoturizm” konulu Akdeniz Üniversitesinden Prof. Dr. Sibel MEHTER AYKIN’IN başkanlığını yaptığı ilk oturumunda,

Oturum başkanı Akdeniz Üniversitesinden Prof. Dr. Sibel MEHTER AYKIN “Avrupa Akıllı Turizm Yeşil Öncüsü Girişimi” konulu sunumunda Gümüşhane’nin bu yarışmaya başvurmayı düşünmesi halinde her türlü desteği vereceğini beyan ederek, Avrupa Birliği’nin turizm politikalarından bahsetti.

Doç. Dr. İsmail ÇALIK, “Gümüşhane’de Sürdürülebilir Yayla Turizmi” adlı sunumlarını gerçekleştirdi.

Doç.Dr. Coşkun ERÜZ, “Kurum ve Santa-Yanbolu Vadileri” başlıklı sunumlarını gerçekleştirdi.

Ekoturizm Uzmanı, Zigana Doğa Okulu Başkanı Savaş AYDIN, “ZDO Sürdürülebilir Ekoturizm Uygulamaları  “ konulu bildirilerini sundular.

Sempozyum öğleden sonra; “Turizmde Planlama-Yatırım, Basın ve Turizm” ve “Turizm İşletmeciliği” adlı iki oturumla devam etti.

 

Gümüşhane Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sezai KÖPRÜLÜ ise “Gümüşhane Yerel Basınının turizme yaklaşımı” konulu sunumunu gerçekleştirdi.

Gümüşhane Müzesinde görevli Arkeolog Elif ÖKTEM ise “Gümüşhane Kültür Turizmi Değerlendirmesi” konulu sunumunu yaptı.

DOKA Gümüşhane’den Mehmet Çağrı TİKTAŞ da “Gümüşhane’de DOKA faaliyetleri” hakkında bir sunum gerçekleştirdi. Böylece bu oturuma ait bildirileri sunumları tamamlanmış oldu.

Kapanış oturumundan önce olan 3. Oturumda ‘‘Turizm İşletmeciliği’’ konulu sunumlar gerçekleştirildi.

  1. Oturumun başkanlığını ise Turizm Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. İsmail ÇALIK yaptı.

Oturum başkanı Turizm Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. İsmail ÇALIK’ın ‘‘Gümüşhane Turizm Potansiyeli’’ konusunu değerlendirmesinin ardından,

Kral Pestil Yönetim Kurulu Başkanı Nurcan ÖZDEMİR, “Gastronomi, Turizm ve Gümüşhane” bildirisini sundu.

Gümüşhane Kent Konseyi Başkanı Rüstem DEMİRAĞ “Kent Konseyi Turizm Çalışma Grubu” konulu bildirisini sundu.

Tomara Şelalesi Tabiat Parkı ve Sultan Pestil İşletmecisi MÜSİAD Gümüşhane Başkanı Abdulbaki KARA ise “Gümüşhane’de Konaklama Potansiyeli” konulu sunumunu gerçekleştirdi.

Trhealingtravel Turizm işletmecisi Haydar AKBULUT da “Gümüşhane’de Turizmin Geleceği” konulu bildirisini sundu.

Turizm işletmecisi Barış HACINEBİOĞLU ise “Gümüşhane’de Doğa Sporları ve Zepline” konulu sunumu gerçekleştirdi.

 

Kapanış oturumu Prof. Dr. Sibel MEHTER AYKIN başkanlığında yapıldı. Bildirilerde öne çıkan konular;

“Yeni Zigana Tünelinin açılmasından da istifade ederek çok daha fazla sayıda turisti ilimizde ağırlamak istiyoruz”

 

Turizm sektörü ekonomik kalkınma anlamında en önemli sektörlerden biridir. Gümüşhane’nin bacasız sanayi de denilen turizm pastasından hak ettiği değeri alabilmesi, potansiyelini açığa çıkarabilmesi, daha fazla misafiri Gümüşhane’de ağırlayabilmesi anlamında bu sempozyumdan çıkarılacak, istifade edilecek önemli bilgiler olduğuna inanıyorum. El birliğiyle bir sinerji oluşturarak, yeni Zigana Tünelinin açılmasından da istifade ederek çok daha fazla sayıda turisti ilimizde ağırlamak ve Gümüşhane’nin, Türkiye ve dünyada daha çok tanınan bir şehir olması noktasında çalışmalar yapılacağına dair inancımız kuvvetlidir.

 

“1930’lu yıllarda Gümüşhane Davos olur mu? sorularının sorulduğunu biliyoruz”

 

Cumhuriyetin 100. yılında Gümüşhane’de düzenlenen Turizm Sempozyumu’nun amacı; genelde Doğu Karadeniz bölgesi özelde ise Gümüşhane turizmi açısından idealin neler olduğu ve bu kapsamda yapılması gerekenleri ortaya çıkarmaktır. Doğu Karadeniz Bölgesi’nin özellikleri dikkate alındığında; doğa turizmi, ekoturizm, kırsal turizm ve yavaş turizm gibi turizm çeşitlerinin bölgeye daha uygun olduğu, Doğu Karadeniz kıyı kuşağındaki illerimize nazaran Gümüşhane’nin henüz turizm güzergâhına giremediği ciddi bir biçimde fark edilmektedir.  Oysa ulusal gazete arşivlerimizde ‘‘1930’lu yıllarda Gümüşhane Davos olur mu?’’ sorularının sorulduğunu biliyoruz. Yani biz henüz daha yolun başlangıcındayız. Gümüşhane’deki mevcut turizm alanlarının tur güzergâhlarına girebilmesi, daha fazla turistin ilimizde ağırlanması, aynı zamanda ziyaretçilerin ilimizden mutlu ayrılmalarını sağlayacak altyapı çalışmalarına katkı sağlanması, turizmin ülkelerin gelişmesi ve kalkınmasındaki rolünün vurgulanması açısından bu tür sempozyumların önemli olduğu bilinmektedir,

 

Gümüşhane Üniversitesi’nde Turizm Fakültesi kurulduğundan beri fakülte, turizmi Gümüşhane’nin gündemine getirmeye çalışmaktadır. Turizmin, ilin en temel kalkınma seçenekleri arasında olduğunu ve tüm paydaşların buna öncelik verip bu doğrultuda davranıp bu doğrultuda faaliyetlerini planlaması gerektiğine vurgu yapmaktadır. Böylelikle konu hakkında gelişim sağlanması için her fırsatın değerlendirilmesi hususunu öne çıkarmaktadır.

 

Turizm bugün dünyada en önemli 3 endüstriden biridir. Turizm, beldelerin, şehirlerin ve ülkelerin kalkınması için çok önemli bir konumda yer alıyor. Gümüşhane Gazeteciler Cemiyeti de her konuda olduğu gibi ilimizin kalkınmasına katkı sağlamak için basın mensuplarının turizmde de nasıl bir paydaş olması gerektiğini, turizmle nasıl entegre olması gerektiğini ve bu gelişime katkı sağlamak için basının ne kadar önemli olduğunu vurgulamak istemiştir.

 

Bunu çok uzağa gitmeden hemen yanı başımızda başarmış ve turizm gelirini milyar doların üzerine çıkarmış olan Trabzon’dan ve Trabzon basınının buradaki etkisinden örnek vererek açıklayabiliriz. Basın ve turizmin nasıl birbirine muhtaç ve birbirini besleyen iki sektör olduğunun açıkça görülmesi gerektiği ve bununla ilgili detaylı çalışmanın il olarak mutlaka yapılmasının gerekliliği konusu önem arz etmektedir.

 

“Turizm için bir şey yapacaksak kendi değerlerimizle yapmalıyız

 

Doğru işler yaparsanız doğru sonuçlar alırsınız. Bu sektörde ortak hareket etmeliyiz. Ortak akıl en üst akıldır. Cumhuriyetin 100.yılında bizimde bir ayak izimiz olsun diye bu etkinliği Zigana Doğa Okulu öncülüğünde ve diğer paydaşların ortaklığıyla gerçekleştirildi. Temel felsefemiz yöre halkına ve kültürüne saygı duyan korunabilir, kollanabilir ve sürdürülebilir turizm yapılması esasının benimsenmesidir. Bu amaçla Türkiye’nin ilk ekolojik okuryazarlık okulu olan Zigana Doğa Okulu Gümüşhane’nin Zigana Köyünde kurulmuştur. Yediden yetmişe ekolojik okuryazarlığın sadece ülkemiz düzeyinde değil uluslararası düzeyde yapılması hedeflenmiştir. Bu okul, Gümüşhane’miz ve ülkemiz için bir kazanımdır. Her köyde her ilde fiziki olarak ZDO binaları kuramayabiliriz ancak ZDO felsefenin ve ekolojik okuryazarlık felsefesinin yayılması konusunda ülke olarak öne çıkarılması gerektiği hedefinin belirlenmiştir.

 

Gümüşhane Türkiye’de en fazla yaylaya sahip il konumunda”

 

Sempozyumda ön plana çıkan konulardan biri de Gümüşhane yaylalarıdır. Gümüşhane Üniversitesi Turizm Fakültesi akademisyenleri tarafından 101 yayla ziyaret edilerek Gümüşhane’de sürdürülebilir yayla turizmiyle ilgili yol haritasının belirlendiği, bu çalışmaların, 3-4 ay boyunca yaylaları ziyaret ederek paydaşlarla görüşüldüğü, önümüzdeki yılın sonuna doğru Gümüşhane yaylaları adında haritalı bir kitap yapılmasının planlandığı, yaylalarla ilgili oldukça fazla bilgi kirliliğin var olduğu ifade edilmiştir.

 

Gümüşhane Türkiye’de en fazla yaylaya sahip il olarak ön plana çıkmaktadır. İlimizin 431 yaylası mevcut. Buraya önem vermek zorundayız aksi takdirde bu yaylaları gelecekte kaybetme riskiyle karşı karşıyayız. Koruma, kullanma dengesi gözetilerek yaylalardaki turizm alanları ve diğer mekânsal alanlar planlanmalıdır.

 

Gümüşhane yaylalarının önemli bir kısmı bölgedeki diğer iller tarafından da yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Gümüşhane yaylalarıyla ilgili genel bir kullanım söz konusudur. Yaylaların doğru ve amacına uygun kullanılması, tahrip edilmemesi için önlemler alınması gerektiği açıktır. Yaylalarda kaçak yapılaşma yüksek seviyededir. Gelişi güzel yapılan ve bölge mimarisini yansıtmayan yapıların tanıtım faaliyetlerine olumsuz izlenim bırakmaktadır. Bazı yaylaların korunabilmesi için acil bir şekilde turizm merkezi olarak ilan edilmesi, Gümüşhane yerel yöneticilerinin ve halkının yaylaları sahiplenmesi, yaylalardaki toplumsal alanların sayısının artırılması, AB, BAP ve DOKA projelerinde turizm eğitimi, yerel halkın bilinçlendirilmesi gibi konulara da ağırlık verilmesi vb. konuların sempozyumda ön plana çıktığı görülmüştür.

 

 “Her yayla turizme açılmamalı, her köy turizme kazandırılmamalı”

 

Santa-Yanbolu ve Kurum Vadilerinde yapılan çalışmanın sonuçları açıklanmıştır. Gümüşhane coğrafi olarak çok kilit noktada. Çevre illerdeki hataları görüp sürdürülebilir bir turizm planlaması yapılması gerekmektedir. Çünkü buralar çok ender bir coğrafya ancak en büyük tehdit kaçak yapılaşma. Her yayla turizme açılmamalı, her köy turizme kazandırılmamalı. Turist istemeyen ve öz kültürüyle yaşamak isteyen bölgeler olabilir. Korunan alanlarda mutlaka alan yönetim planı olmalı. Bu yapılmazsa hiçbir korunan alanın yönetilemeyeceği tespitleri yapılmıştır.

 

“Trabzon geri dönüşü olmayan bir yıkımı yaşıyor”

 

Santa ve Kurum Vadisi özelinden bahsederek nitelikli turizmden pay alınması isteniyorsa mutlaka yöresel mimariye uygun binaların yapılması gerekmektedir. Turizm doğru planlandığında ve doğru yönetildiğinde tükenmeyen bir hazinedir. Aksi durumda geri dönüşü olmayan bir yıkım olabilir. Trabzon turizmi günümüzde bu yıkımı yaşamaktadır. Gümüşhane, Trabzon örneğini iyi irdeleyerek geç kalmadan elimizdeki değerleri doğru bir şekilde envanter, planlama, koruma ile devam ettirmelidir. Yaylalarda ve köylerde turistik alanların netleştirilip belirlenmesi gerekiyor. Aksi takdirde gecekondulaşmış yaylalar hızla büyümektedir.

 

Turizmde bir şey yapacaksak kendi değerlerimizle yapmalıyız. Doğru işler yaparsanız doğru sonuçlar alırsınız. Ortak hareket etmeliyiz. Ortak akıl en üst akıldır.

 

Sempozyumun ikinci bölümünde ağırlıklı olarak sektör temsilcilerinin katıldığı kısım gerçekleştirildi. Genel olarak Trabzon ile kıyaslanan ve turizm konusunda Arap turistlerden dolayı şehirde yaşanan pahalılık ve diğer toplumsal sorunlardan bahsedilmiştir. Ayrıca Trabzon ilinin son yıllarda turizmde önemli bir atılım gerçekleştirdiği, altyapı ve üstyapı yatırımlarını belli bir noktaya getirdiği, yerel basının turizm tanıtımında ve farkındalık oluşturulmasında önemli bir etkisinin olduğu vurgulanmıştır.

 

“Yerel medya turizmde kilit bir konuma sahip”

 

Mesajlarımızın toplumun her kesimine ulaşması adına yerel basının desteklenmesi gerekmektedir. Trabzon’un yerel medyası yıllardır Arap turizmi konusunda büyük bir çaba sarf etti, Küresel ölçekte lokomotif bir sektör olan turizmin diğer sektörleri etkileyerek ülkelerin sürdürülebilir kalkınmasının sağlanmasında önemli bir rol oynamaktadır. Turizm sektörünün gelişmesinde hem kamu kurumlarına hem de özel sektör kuruluşlarına önemli sorumluluklar yüklenmektedir. Örnek verecek olursak; Trabzon’un yerel medyası yıllardır Arap turizmi konusunda büyük bir çaba sarf ederek, Trabzon’un turizm sektöründen istediği payı alabilmesi için yoğun bir çaba gösterdi. Trabzon medyası hem olumsuz hava oluşturanlara karşı çıktı hem de sektörün eksikliklerini dile getirdi. Meseleye tarafsız bir bakış açısıyla yaklaştı ve Trabzon’un kurtuluşunun turizme bağlı olduğunu vurguladı. Ayrıca yetkilileri uyararak, Arap dünyasında Trabzon’un tanıtımı için gerekli organizasyonların yapılması gerektiğini sürekli olarak yazıp çizdi. Yerel medya, Arap turizmine yatırım yapan işadamlarını destekledi ve devletin eksikliklerini dile getirdi. Bölge sevdalısı olan yerel medya, bu alanda üzerine düşeni yaparak Trabzon’un turizm potansiyelini ön plana çıkardı. Haberleri, yorumları ve uyarılarıyla yol gösterici oldu. Bu sorumluluk yerine getirilirken yazılı, görsel, işitsel ve sosyal medya unsurlarını ayırmadan ne kadar önemli oldukları vurgulandı. Son yıllarda yazılı medya, internet medyası ve sosyal medyanın aktif olarak kullanılması önemli hale gelmiştir.

 

 “Zigana Tüneli ilimiz için fırsat olabilir”

 

Gümüşhane ekonomisine katkı sağlayacak en önemli sektör turizmdir. Gümüşhane fabrikalarla kirletilmemiş ve doğasını korumuş bir şehir. Turizmi sürdürülebilirlik kurallarına göre uygulamak istiyorsak, kesinlikle kendi politikalarımız olmalı ve dik durmalıyız. Elimizde çok güzel fırsatlarımız var. Şehrimize çivi çakmak isteyen herkesin ayağında paspas olunmalı. İlimize yönelik TKDK proje başvurularının artırılması gerekir. Doğru turizm yapmalıyız. Bizim modelimiz Gümüşhane modeli olmalı. Bölgemizdeki destinasyon sayısını çoğaltmamız lazım. Geceleme artmadan şehirde para harcanmaz. Zigana tünelini fırsat olarak düşünelim. Trabzon, Giresun’un yerlisini buraya getirmeye bakalım. İlimizin kültür turizmi potansiyelini artırmak için elimizde harika fırsatlar var. Zigana tüneli bu fırsatların en başında yer almaktadır.

 

“Gümüşhane-Bayburt-Trabzon entegrasyonu olmalı ve ortak paydada buluşmalı”

 

İnanç turizmi noktasında diğer iller bu pastadan payı alıyor ama biz yüzde bir bile alamıyoruz. Bu irdelenmesi ve sorgulanması gereken hatta yargılanması gereken bir konu. Bu şehirde fazlasıyla kültürel eser var. Avrupalı ve yerli turisti hedef yapıp çalışabiliriz.  Gümüşhane’nin tabiat ve doğasına en uygun turizm çeşidi macera ve adrenalin turizmidir. Türkiye’de en fazla yaylaya sahip iliz ama değerlendiremiyoruz. Bir yerde bir eksiklik var. Süleymaniye ve Canca Kalesi cazibe merkezi olmalı. Canca kalesinde seyir terası ve büyük salıncak, Süleymaniye mahallesinde de projelerin tamamlanmasını bekliyoruz. Zigana, Süleymaniye, Çakırgöl kayak merkezleri de düşünülmeli. Gümüşhane-Bayburt-Trabzon entegrasyonu olmalı ve ortak paydada buluşmalı. Gümüşhane Trabzon’a, Trabzon Gümüşhane’ye muhtaç denklemine geldi durum. Bu 3 ilin turizm müdürleri bir araya gelmeli belli aralıklarla. Turizm ortak komisyonları kurulmalı. Zigana tüneli turizm pazarına sunulmalı ve Zigana cazibe merkezi oluşturulmalı. Dünyanın her noktasında Zigana bir markadır.

 

 

Gümüşhane’nin turizmiyle ilgili gerek bilim insanları tarafından gerekse paydaşlar ve kamu otoriteleri tarafından farklı alanlar ve konularda bildiriler sunuldu.  Gümüşhane turizminin tarihsel süreci olduğu kadar günümüzdeki konumu ile ilgili farklı konularda da bildirilere yer verildi. Prof. Dr. Sibel MEHTER AYKIN, Prof. Dr. Bayram NAZIR, Doç Dr. İsmail ÇALIK, Doç. Dr. Ali ÖZCAN ve Doç. Dr. Coşkun ERÜZ’ün sempozyuma katılımlarıyla, Gümüşhane ili genel hatlarıyla değerlendirilerek yapılabilecek çalışmalar üzerinde fikir alışverişinde bulunuldu.

.

 

Gümüşhane Coğrafyası Korunmaya ve Kollanmaya Muhtaçtır. Unutmayalım

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir